29 Ocak 2011 Cumartesi

Facebook çılgınlarına: Facebook telefonu geliyor!



Önümüzdeki ay HTC, iki farklı modelde Facebook telefonu çıkaracağını açıkladı. Telefonlar, Facebook'un resmi renk ve branding özelliklerine sahip olacaklarmış ve önümüzdeki ay Barselona'daki Mobile World Congress'da ilk görünümlerini yapacaklarmış.
Facebook arkadaşlarımızla daha rahat mesajlaşma ve arama yağmamızı sağlayan Facebook entegrasyonları olacakmış ve ayrıca telefonun ana ekranında news feed akışı olacakmış. Ve tabii Facebook chat, fotoğraflar ve etkinlikler (events) de entegre edilecekmiş. Acaba nasıl bir şey olacak şimdiden çok merak ettim. Bekleyelim ve hep beraber görelim bakalım!

kaynak: mashable.com

27 Ocak 2011 Perşembe

Lady Gaga'dan tam Lady Gaga'lık parfüm

Yakında çıkacak Lady Gaga'nın ilk parfümünün kokusu sizce ne olabilir? Biraz düşünün... Hmm, sınırları ne kadar zorlayabilir?
Ben size söyleyeyim: Lady Gaga'nın piyasaya yeni çıkacak parfümünün kokusu kan ve sperm olacakmış! Tam Lady Gaga'lık bir uçukluk değil mi!

Scotch and Soda Türkiye'de!

Çok yakında Scotch and Soda markası Türkiye'deki ilk şubelerini Nişantaşı'nda açıyorlar. yeri de tam City's Teşvikiye kapısının karşısında gibi.
Türkiye'de pek bilinen bir marka değil, Hollanda kökenli bir marka. Genellikle günlük giyime yönelik ürünler var.


Bu arada sanırım yakında Türkiye'de bulunmayan marka kalmayacak günden güne azalıyor :) Benim gelmesini beklediğim bir marka var ama hala: Lyle and Scott; belki o da yakında gelir :)

göz atmak isterseniz Scotch and Soda'nın sitesi: http://www.scotch-soda.com

Mmm Magnolia... Geç kalmış bir Cookshop deneyimi

Dün, açılalı uzun bir süre olmuş olsa da (meselaa 3 yıl falan!) ilk defa Cookshop'a gittim ve bayıldım! Ne yazık ki yanımda fotoğraf makinem yoktu ve cep telefonumun patlak flaşıyla görgüsüzce fotolar çekmek istemediğimden dolayı size fotolarla destek sunamayacağım ama buradan ders çıkardım ki foto makinemi bundan böyle yanımdan ayırmamalıyım! :)


Öncelikle bir yerin dekoru, masasından sandalyesine benim için çok önemlidir ve Cookshop (City's şubesine gittim) bu konuda sınıfı geçiyor. City'sdeki şubesi en alt katın ortasında bulunduğu için duvar gibi bir şey söz konusu değil ama elde olanla çok güzel bir atmosfer yaratmışlar, ben ki alışveriş merkezlerini sevmem, hiç kendimi AVM içindeymiş gibi hissetmedim.


Gelelim yemeklere... Karnım açtı ve ana yemeklerden chili soslu tavuk sipariş ettim, birlikte gittiğim iki arkadaşım da "sevimli kuşlar" adlı başlangıcı paylaşmaya karar verdiler. Çok gecikmeden siparişlerimiz geldi. Chili soslu tavuk, 3 adet tavuk bonfileden oluşuyordu, tatlı chili sosu üzerine dökmüşlerdi tavukların ve yanında da çok lezzetli bir patates püresi ile kıtır hamur ile oluşturulmuş çanak içerisinde sote sebze vardı. Yemek oldukça lezzetliydi, tavsiye ederim; fiyatı da bu tarz kafelere göre normal sayılacak bir seviyede; 18 tl idi. Arkadaşlarımın aldığı "sevimli kuşlar" ise kızarmış tavuk parçaları, tavuk kanat, soğan halkaları ve patates kızartmasından oluşuyordu ve yanında da benim yemeğimdeki sos olan tatlı chili ve rokforlu bir sos vardı. Açıkçası başlangıç sunum olarak sıradandı, lezzeti de aynı şekildeydi (gerçi kızarmış tavuk, soğan, patatesin ne kadar farklı bir tadı olabilir :)). Rokfor sos konusunda ise karara varamadık, sanırım rokforu ancak pizza malzemesi olarak seviyorum.

Sıra tatlıya geldi ve meşhur magnolia'yı tatmaya tabii!! :) Ben karışık magnolia, arkadaşım çikolatalı magnolia, öteki arkadaşım ise ganaj sipariş ettik. Magnolialar geldi (bu arada garsonlar ingilizce magnolia, "magnolya" olarak okunmasa da öyle telaffuz etmekte ısrarcıydılar, anlamadım), ben iyi ki karışık söylemişim dedim. Çikolatalı güzel ama bir süre sonra bayabiliyor, biraz ağır gelebiliyor; çilekli ve muzlu ise mükemmel! Bu malzemeler, pasta kreması gibi pudingsi bir şeyle karıştırılmış ve üzerine de eti cici bebe ufalanmış; oldukça basit geliyor kulağa değil mi! :)
Bu magnolia pudding aslında New York'taki meşhur Magnolia Bakery'deki "banana pudding" ilham alınarak, bir nevi ona tribute olarak yapılmış. Açıkçası tribute'u böyleyse kendisi nasıldır çok merak ediyorum, NY'a gittiğimde ilk uğrayacağım duraklardan birisi kesinlikle Magnolia Bakery olacak!

Karışık Magnolia Pudding (soldan sağa: çikolatalı, çilekli, muzlu)
Ayrıca gelen ganaj da başarılıydı ama tabii bol çikolata soslu bir tatlı olduğundan bir süre sonra bayıyor; ben zaten şahsen meyveli tatlıları genellikle daha çok severim (tatlılar arasında bir ayrım genelde yapmasam da:))

Tatlıların yanında da arkadaşlarım farklı bir şeyler denemek istediler ve menüdeki alkolsüz kokteyllerden sipariş verdiler. Cookshop kokteyl'i açıkçası beğenmedim; çok sevdiğim ananas, nane ve buzdan oluşuyordu ama nanenin tadı fazla baskın olmuştu ve pek lezzetli gelmedi. Diğer arkadaşımın sipariş verdiği Madam Cinderella adlı kokteyl ise portakal, grenadine ve şu an hatırlamadığım bir meyveden daha oluşuyor ve masaca oldukça beğendik. Fiyatlar da hem bu tarz kafelere kıyasla hem de bulunduğu semtteki diğer yerlere oranla makul seviyedeydi, 3 kişi hem yemek yiyip yanında birer soft içecek içip sonra tatlı eşliğinde kokteyl (ben de bir americano içtim) içip adam başı 34 tl ödedik.

Bu arada benim gibi alışveriş merkezi sevmeyenlere de müjde (çünkü çoğu Cookshop AVM'lerin içinde) Akmerkez Ulus kapısı karşısında Kasım ayında açılan Ulus şubesinden sonra yakında da Bebek'e bir şube açacaklarmış. Sanırım magnolia aşkıyla bir süre oradan çıkmayabilirim! :D

26 Ocak 2011 Çarşamba

Milkshake'inizi daha uzun süre karıştırın ve zayıflayın!

Hayır, size bilimadamlarının yeni keşfettiği bir sağlık haberini paylaşmayacağım; dün D&R'da gördüğüm "Bisküviyi Çaya Yatay Bandırın" adlı kitaptan bir başlık bu :)
Kitabı şöyle bir incelemek için elime aldım, insanın "bu da ne ki acaba" diye merakını çekiyor hemen. Böyle kitapları normalde biraz gereksiz bulurum hatta daha önce "Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi"ni alıp şöyle bir karıştırıp okumamışlığım var o yüzden buna da hemen atlamadım. Ama kitabın içindeki her bir başlıkla iyice merakım arttı ve de altlarındaki açıklamalar hem kısa ve özdü hem de insanın merakını çeken aynı zamanda da eğlenceli bir üslupla yazılmıştı; ben de kitabı iyiden iyiye ayaküstü okumaya başladığımı fark edip hemen aldım :)

Kitap, yurtdışında karşımıza sıklıkla çıkan örneklerinin hem tasarım hem üslup olarak iyi bir benzeri

Kitap, daha önce de bu tarz birkaç kitap yayınlamış olan NTV Yayınları'nın, Rik Kuiper ve Tonie Mudde'ın kitabından çevrilmiş ve fiyatı da 13 TL
Tabii bazı başlıklar hepimizin az buçuk tahmin edebildiği veya bildiği şeylerden oluşuyor mesela "manzaralı bir oda isteyin ve daha çabuk iyileşin", bunu insan az buçuk tahmin edebiliyor zaten veya "sakız çiğneyin ve hafızanız güçlensin"i önceden biliyordum. Ama çok ilginç ve farklı başlıklar da var ve illa ki merakınızı uyandırıyor. "Ortada oturun ve akıllı görünün", "Kesme tahtası yerine klozet kapağını kullanın", "Bira için ve doğayı koruyun" gibi başlıklar ister istemez insanın ilgisini çekiyor. Bence bu kitabı alın ve çerez niyetine keyifli bir şekilde okuyun :)

Bu arada başlıktaki milkshake olayını merak ettiğinizi biliyorum ama hayır yazmayacağım buraya, kendiniz okuyun ;)

Ordning & Reda, Nişantaşı'na açıldı!

Pazartesi günü Nişantaşı'nda Akkavak Sokak'tan geçerken bir de baktım Muji'nin iki yanına kardeşi gelmiş! İsveçli ünlü kırtasiye markası Ordning & Reda, Türkiye'deki ilk şubesini kısa bir süre önce, Aralık sonu Nişantaşı'na açtı. Daha önce yurtdışında Muji, C'art gibi mağazaları görmüştüm ama Ordning & Reda ile daha önce karşılaşmamıştım, ben de görünce merak edip içeri daldım.
Ordning & Reda Nişantaşı şubesi (dışarıdan)
İçerisi küçük ve sevimli bir dükkan; çeşit çeşit ajandalar, kalemler, defterler ve türevleri bulunuyor, yani bu açıdan Muji'ye oldukça benziyor ama bir farkla: Ordning & Reda'daki ürünler rengarenk. Defterlerini, ajandaların mavi, turuncu, yeşil gibi çeşitli renk seçenekleri mevcut.
Dükkanın içinden
Ben ilk olarak ajandaları incelemeye başladım; sade bir tasarıma sahipler ve bu tür ürünlerde sadeliği sevdiğimden hoşuma gitti ama açıkçası ajandaları oldukça hantal duruyor ve fiyatları 60 TL. Açıkçası Moleskine ajandaların yakınında bile geçmiyor ve içimden "Moleskine'den şaşmam" deyip, öteki ürünleri incelemeye başladım.
Kalemler, dosyalar vs arasından en çok hoşuma gidenler ofis gereçleri oldu: (Pek fotoğraf çekemedim o yüzden internet sitesinden bulabildiğim görselleri paylaşacağım bu ürünlerde)

Bu ofis gereçleri hoşuma gitti hem sade hem de şıklar!
Ama en çok hoşuma giden bu şeffaf zımba, delgeç ve tape dispenser oldu! C'art'tan aldıklarım olmasaydı almayı düşünebilirdim : )
 Ürünlerin arasında en ilginç (ama saçma da) gelen ürün ise üzerinde "Birthdays" yazılı defter oldu. İçini ay ay ayırmışlar ve siz de arkadaşlarınız/akrabalarınız hangi ay hangi gün doğmuşsa o güne yazıyorsunuz ve sözde böylece unutmuyorsunuz. Ama ben olsam kesinlikle o defteri her gün kontrol etmyi unuturum ve ayrıca Facebook doğumgünü hatırlatıcı olarak varken kim böyle bir şeyi kullanır :)

Kızlar bu kalem kutu, laptop kılıfı vs.ye saldırabilir, cidden güzel!

Ordning & Reda hoş bir mağaza, sadeliklerinden dolayı ürünler güzel ama benim oyum yine de Muji'den yana. Ama arada gidilip, yeni neler var diye bakılası bir yer :)

24 Ocak 2011 Pazartesi

Monopoly ayakkabıları!!

Reebok'un bu Monopoly ayakkabılarını yeni fark ettim ve tek kelimeyle ba-yıl-dım! Aslında pek yeni bir şey değil zira 2008'de launch edilmiş ama benim gibi (utanç) haberdar olmayanlar vardır diye düşünüyorum ve yine de paylaşıyorum :)

Benim favorim kesinlikle bu oldu! Ba-yıl-dım!!

ötekiler de fena değil ;P

Bu da oldukça güzel ve yaratıcı

Fiyatlar 80 dolar civarında değişiyor

Yeni Monopoly tasarımı











Monopoly'nin yeni tasarımını nasıl buldunuz? Oldukça sade ve şık olmuş değil mi? Bence zamanın ruhunu tam yakalamış fakat bir süre sonra fazla bayık gelebilir, biraz daha "oyuncaklı" olabilirmiş. Gerçi zaten yetişkin pazarı için düşünülmüş, belki o nedenle böyle düşünüyor olabilirim tabii. Tasarımı da Andy Mangold yapmış, not düşelim.

Bu arada en beğendiğim yanı kutusu oldu ama kutunun dış görünümü pizza kutusuna mı benziyor yoksa bana mı öyle geldi?

Canlı meyve suları!

Bu meyve suyu kutuları fazla mı sevimli ne! Çocuk ruhlu yetişkinleri ve çocukları cezbetmek için böyle bir tasarım seçmiş "Jooze" markası ama bence herkese o sıkıcı ve klasik kutulara göre daha güzel gelmesi gerekir, öyle değil mi? :)
Tasarımlarını Yunyeen Yong yapmış ve fotolarda da görüldüğü üzre hangi meyvenin suyu varsa o meyvenin bir dilimine kamış batırıp içiyormuşsunuz efekti verilmiş ve bence oldukça da başarılı olmuş! Ya sizce?


23 Ocak 2011 Pazar

Köpeğiniz Audrey Hepburn şıklığını yakalasın!

Audrey Hepbrun ve/veya Breakfast at Tiffany's manyakları için geliyor üstteki ürün! "Yok artık" diyebilirsiniz ama fan'lar için her şey mümkün. www.dogwithabag.com'da bulabilirsiniz, farklı beden ölçüleri mevcut ama biraz pahalı, $102.98!
Tabii Audrey kostümü dışında da bir sürü köpeklerle ilgilli ürünler var hem de çılgıncasına! Köpek sahibiyseniz ve güzel aksesuarlar arıyorsanız, kesin bir girin bakın ;)

18 Ocak 2011 Salı

Keşif: Çengel Şarap ve Meze Evi

Tam anlamıyla bir keşif oldu. Gerçi henüz gidip görmeden hem burada paylaşmam hem de keşif olarak nitelemem ne kadar doğru bilemedim ama fikir ve fotoğraflar beni heyecanlandırdı.
Bugün facebook'ta dolanırken tesadüf eseri bu mekanın açılış fotolarıyla karşılaştım. Bağdat Caddesi'nde Göztepe Parkı karşısına (sanırım Bağdat Caddesi'ne çıkan cadde üzerinde) henüz bu cumartesi, Çengel Şarap ve Meze Evi diye bir yer açılmış. Olay çok sade ve açık: şarap & meze & peynir. Dekorasyon ve tasarım da oldukça sade ama hem mahalle havası hem şik hava hem de cadde klası yakalanmış. Cadde civarında böyle bir yer yoktu o yüzden çeşit zenginliği oluşturmuş. Oldukça da özenilmiş duruyor fotolardan, en kısa zamanda denemek istiyorum!

Buyrun fotoları da şöyle:

17 Ocak 2011 Pazartesi

Starbucks'larda stroopwafel zamanı!

Bilin bakalım Starbucks'larda artık hangi ürün satılıyooor? Evet başlıktan da yola çıkarak: Stroopwafel! :)
Bilenler bilir, Hollanda'ya özgü, karamelli, ince, bol şekerli, leziz ve orgazmik bir tatlıdır stroopwafel. Ben de Hollanda dönüşü kutu kutu stok getirmiştim Türkiye'ye ama çabucak tüketip Hollanda yolcularına isteklerde bulunur olmuştum, ta kiii bu haftasonu bu güzel haberi alana kadar! :)
Bugün hemen gittim aldım Starbucks'tan, tadı tıpkısının aynısı, çekincelerim boşa çıktı çünkü Hollanda'dan ithalmiş. Eğer bu lezzeti merak ediyorsanız hemen kendinizi ilk bulduğunuz Starbucks'a atın.

Starbucks Stroopwafel'ı, böyle bir paketi 2.50 TL















 

Bu da paketin üzerinde yazdığı üzre, sıcak sıcak yeme yolu ama bunun soğuğu bile gayet güzel yani :)
























Bu arada başka bir Starbucks haberim daha var: Yakında çıkacak "trenta" adlı yeni Starbucks kahve boyu. Jumbo boy olarak nitelenebilecek bu yeni boy ile artık kahveye tam anlamıyla doyacağız. Lansmanına az kalmış, bekleyin :)

Ayşe Kulin'den iki yeni kitap

Çok tesadüf eseri Veda'yı okumaya başlamıştım geçen yaz ve bayılmıştım! Zaten Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde geçen kitaplara bayılırım; iki günde okuyup bitirmiştim Veda'yı. Ardından bir arkadaşımdan Veda'nın devamı olduğunu öğrenip Umut'a başlamıştım ve aynı şekilde onu da hızlıca bitirmiştim.
Ayşe Kulin'in kitaplarını zaten çok severim, anlattığı dönem de doğrudan beğeni alanıma girince bu iki kitabı çok sevmiştim ve internette serinin üçüncü kitabı olarak Hüsran'ın çıkacağını öğrendiğimden beri yollarını gözlüyordum kiiii Ayşe Arman'ın Ayşe Kulin'le yaptığı röportajla öğrendim ki Ayşe Kulin'in, hikayeye (yani kendi aile ve yaşam hikayesi) bıraktığı yerden devam eden yeni kitapları yayınlanmış!

Bugün finallerim bitti ve hemen D&R'a koşturdum Ayşe Kulin'in iki yeni kitabı Hayat ve Hüzün'ü almak için. İki ayrı kitap olarak yayınlanmış. İlk kitap Hayat, 1941-1964 yılları arasını; ikinci kitap Hüzün ise 1964-1983 yılları arasını anlatıyor. Kitabın iki ayrı kitap olarak satılması ise tamamen pazarlama ve ekonomik nedenler diye tahmin ediyorum tabii bu arada :D
Bakalım nasıllar çok merak ediyorum, okuduğumda yorumumu da sizinle paylaşırım :)

15 Ocak 2011 Cumartesi

Cadde'de yenilikler vol.2

Ah ah bir yerlerin kapanıp yeni yerlerin açılması bir Türkiye klasiği sanırım! Yurtdışında aynı mağazalar, restoranlar yıllar yılı aynı yerde dururken, burada bir yıl içinde bazen aynı mağazalar/restoranlar 4 kez el değiştiriyor ama artık alıştım.
Buyrun Bağdat Caddesi'ndeki son yenilikler:
  • Şaşkınbakkal'daki ikiz Yapı Kredi şubelerinden kapanan bir tanesinin yerine (Mango civarı) Swarovski açılmış. Daha önce Barış Büfe'nin yanında gibi kalıyordu, buraya taşındılar şimdi. Her Swarovski mağazası gibi oldukça şık duruyor.
  • Swarovski'nin bitişiğinde de ünlü inşaat şirketi Varyap, Varyap Yaşam Sanat diye bir galeri açmış. Önüne de çok şık bir fıskiyeli heykel(?) koymuşlar. Cadde için sanat kısmı önemli bir eksik, umarım bunu doldurur hatta öncüsü olur. Aynı şekilde Suadiye'de yeni Louis Vouitton'un orada da Dega Sanat Galerisi açılmış.
  • Dondurulmuş yoğurt (aka frozen yogurt) satan Cefiore adlı mekan kapanmış yerine Flormar'ın dükkanı açılmış. (Şaşkınbakkal'da Swatch'un yanında, Barış Büfe ışıklara gelmeden solda)
  • Kazım Kulan Çarşısı'nın girişinde, Derimod'un yanına Divarese açılmış. Fakat burası çok kör bir nokta. Hem Derimod hem Divarese için kötü. Eskiden yerinde Euromoda vardı ve pek iş yapıyor muydu emin değilim.
  • Başka bir kör nokta olduğunu yazın belirttiğim Krispy Kreme'in yanına da Bread's adlı Haziran'da ortalığa pörtleyip bir anda -anlayamadığım bir şekilde- her yerde türeyen mekan açılacakmış. Kendisini adından mütevellit fast-food al ve git tarzı bir sandviççi sanmıştım ama daha çok bir kafe gibi. Saçma ad seçimi, yeri gelmişken belirteyim.
  • Şaşkınbakkal'da Noter Sokak'ın sahil tarafına girişinde solda, C'art açılmış. Nişantaşı'ndan sonraki ikinci şubesi olan bu dükkanda çok orijinal ve ilginç eşyalar, hediyelikler oluyor; bir ara bakmanızı öneririm. Ben Roma'daki mağazasından ünik bir takvimli-saat gibi bir şey almıştım mesela.
  • Replay kapanmış!! Yerine JeansLab açılmış.
  • Bir başka yenilik de Suadiye'deki devasa Louis Vouitton! Tam 5 katlı ve 1200 metrekare! Tasarımını ise daha önce Londra'daki New Bond Street ve Paris Champs Elysees şubelerinin de tasarımını yapan ünlü mimar Peter Marino yapmış! Yan tarafına da yine 5 katlı Vakko Wedding açılacak yakın zamanda. Bağdat Caddesi'nin dağınık ve yetersiz lüks mağazaları keşke artsa, sanki bu dönem çok az da olsa bir rağbet görüyorum. Bakalım neler olacak :)
  • Bu arada eski Louis Vouitton'un yerine de Godiva açılıyor :)
Cadde'de yeni şubesine taşınan Louis Vouitton

Bu ara bunlar dikkatimi çekti

Aslında baya gecikmeli bir yazı oldu ama bu aralar şu üç şey oldukça dikkatimi çekiyor:

Birincisi: fırsat siteleri!

Tanrım, her yerden çıkıyorlar ve her gün sayıları artıyor! İlk markafoni'yi duymuştum, sonra geçen yıl grupfoni geldi, grupanya, şehirfırsatı, beyazkutu, trendyol, kentfırsatı, bufırsatı, şubusu, oşusu derken onlarca oldular ve ben her geçen gün yeni yeni fırsat siteleri ile karşılaşıyorum, YETER!
3 tanesine üyeyim; markafoni, grupfoni ve grupanya ama üyeliğimi iptal etmem yakındır zira her gün onlarca mail birikiyor ve ben sıkılıp hepsini siliyorum okumadan! Ayrıca insanların facebook ve twitter'daki duyuruları da can sıkıcı, bence bu fırsat sitesi furyası bir an önce bitse hoş olur -her ne kadar daha devam edecek gibi duruyorsa da.

İkinci dikkatimi çeken: Etçiler nam-ı diğer steakhouse'lar

Artık her köşe başına bir steakhouse açılıyor farkında mısınız? Etiler'e şimdi Günaydın'ın steakhouse'u açılıyor, onun dışında bugün Hürriyet'te Savaş Özbey yazmış Akmerkez'e yeni bir tane açılmış. Bağdat Caddesi, Bebek, Nişantaşı'nda gördüklerim de cabası! Dükkan Burger ile başlayan kasap, burger ve dolaylı steak çılgınlığı olarak düşünüyorum ama bu furya da ne ara geldi, ne zaman tuttu gözümden kaçmış, demek ki talebi var ama.

Üçüncüsü de: Hakan Gence!

Hürriyet haftasonu eklerinde yazan/röportaj yapan bu isim şu son birkaç aydır aşırı dikkatimi çekiyor. Her hafta Hürriyet Cumartesi ve Pazar eklerinde bir sürü röportaj gerçekleştirmiş oluyor. Bir açın bakın her 2 röportajdan birisi Hakan Gence'nin hatta bazen hepsi bile olabiliyor! Bir de Hürriyet Cumartesi'nin bir sayfasında da Dek-Art diye sayfası var (ki Descartes göndermesi ise çok fena). Bu adam ne ara, ne zaman bu kadar şeye yetişiyor kesinlikle anlamıyorum zira "dergici" (yandan yemiş de olsa) biri olarak deşifre yapmanın ne kadar zahmetli bir iş olduğunu biliyorum, kolay gelsin valla :)

6 Ocak 2011 Perşembe

Starbucks'ın Yeni Logosu

Dün akşam ortaya çıkan yeni Starbucks logosu! Nasıl beğendiniz mi?
Ben ilk başta beğenmedim, "Ben eski logo kalsın istiyoruuum." gibi tepki verdim ama şöyle bir daha bakınca daha bir hoşuma gitmeye başladı çünkü şu anda kullanılan cidden çok 90'lar duruyor, biraz hantal kalmış ama yenisi daha rafine, chique ve modern duruyor. Yeni şirket policylerine de daha çok uyduğunu belirtmiş şirket yetkilileri, acaba ABD'de bazı dükkanlarındaki şarap vs. satışlarını falan mı kast ediyorlar? Farklı ürünler de mi olacak? Coffee adı logodan o yüzden mi kalktı? Hep birlikte göreceğiz bakalım. Değişiklik Mart'ta başlayacakmış, eski logolu ürünleri depolayabilirsiniz :)