26 Haziran 2011 Pazar

Bu sezonki favorim: Elio!

Atiye Sokak'ın yeni hali dediğim gibi çok güzel ve bu sokak üzerindeki yeni açılan Elio'yu atlamak olmaz :)

Sedef Adası'nda da bir şubesi olan Elio, İtalyan mutfağı ve yemekler oldukça güzel; hem de bu tarz bir yer için fiyatları oldukça makul kalıyor. Dekorasyonu çok sade, masa düzeni eski Zazie zamanına oldukça benziyor. Ve de eğer ön tarafta sokak üzerinde yer bulamazsanız arka bahçesini de tercih edebilirsiniz. Beyaz masaları, beyaz badanalı, çiçekli saksılarla donanmış duvarları ile bahçesi insana huzur veriyor, insan şehrin ortasında olduğunu bir an için unutuyor. Arkadaşlarla gelip, sohbet edip yemek yemek için ideal. Yalnız arka bahçe biraz fazla sıcak oluyor ama son gidişimde ona da çözüm bulmuşlardı, duvarlara vantilatör koymuşlar ki bu bayağı ferahlatmış.


Yemekler de dediğim gibi ağırlıklı İtalyan mutfağı, Zazie'nin pizzalarını seviyorduysanız merak etmeyin buranın pizzaları da sizi oldukça mutlu edecek :) Ben kabak ve patlıcanlı Ortalana pizzadan yedim ve oldukça güzeldi, aynı şekilde dört peynirli pizzası da enfes. Pizza fiyatları 16-25 civarında falan. Ana yemeklerden de bir kez Pollo Al Griglia'dan (Izgara Tavuk) yedim ki yanında gelen kuskusu ile çok lezzetli. Ana yemek fiyatları ise 25'ten başlıyor. Aynı şekilde makarnaları da çok güzel, soslarının kıvamını iyi tutturmuşlar. Makarnalar da 16-22 arasında. Ki bence bu fiyatlar bu tarz bir mekan için yazının başında da dediğim gibi oldukça makul.

Elio kesinlikle favorilerim arasına girdi, şimdiden 3-4 kez gittim; herkese de rahatlıkla tavsiye ediyorum :)

Bu arada: Aslında o kadar bahçesinden bahsedip bahçesinin bir fotosunu koymak isterdim ama internette bulamadım bir türlü :/ Sanırım kendimin artık fotoğraf makinesiyle blog için fotoğraflama yapmamın zamanı geldi. :)

Durum raporu: Atiye Sokak

Daha önce Eylül'de yazmıştım Sarıgül'ün Nişantaşı projelerini paylaşmıştım. Projelerin Abdi İpekçi ayağı çok hızlı bitirildi ama Atiye Sokak'ın yayalaştırılması biraz daha uzun sürdü ve geçtiğimiz ay falan bitip daha yeni yeni şekilleniyor. Ama şimdiden şehrin yeni in noktası oldu bile!
Şu anda tüm sokak, cafelerin attığı masalarla dolu ve ne adım atacak bir yer var ne de oturmak için bulabileceğiniz bir masa!
Abdi İpekçi'nin kaldırımlarının genişletilmesi başta olmak üzere aslında karşı çıkmıştım ama Atiye Sokak'ın araçlara kapatılmasıyla yeni hali bence güzel olmuş. Aslında oldukça Asmalımescit'e benzer bir havaya girmiş sokak ama yine de Nişantaşı havasından da ödün vermiyor. Özellikle şu yaz günlerinde akşam henüz hava kararmamışken gidip, hafif bir yemekle güzel bir şarap içip orada oturmak çok keyif verici olmuş; fakat kışın nasıl olacak bilemeyeceğim. Bu yaz günlerine çok güzel gitmiş ama :)

Sokağın yeniler: Elio ve Hardal
Sokakta çeşit çeşit "her zevke göre" restaurant/cafe de bulabilmek mümkün ama sokakta masa kapmak oldukça zor. O yüzden bazen masa bulduğunuz yere gitmek durumunda da kalınabiliniyor :)
Sokaktaki mekanlar: Casita, Salomanje, House Cafe, Quick China, Kav Şarap Butiği (ister oturup bi şeyler de içebilirsiniz ister satın da alabilirsiniz) ve de Zazie'nin yerine açılan Elio ile Hardal ikilisi (bu arada bu komşu ikilide bir ironi de mevcut; birinin sahibi Mesut Yılmaz'ın ötekinin sahibi de Tansu Çiller'in oğlu)

Bu arada: masalar geçen haftalarda tüm sokağa yayılmış durumdaydı ama sokak sakinlerinin gürültü nedeniyle artan şikayetleri üzerine bi miktar azaltılmış, daha az yayılma durumu var artık.

16 Haziran 2011 Perşembe

Altın Kelebek'in kazananı

Altın Kelebek töreni çok konuşuldu/konuşuluyor, tabii ki malum Tarkan-Tuğba Ekinci olayı nedeniyle. Ben buna girmeyeceğim, ne de ödül alanlar çok ilgimi çekti. Benim dikkatimi çeken ve bence Altın Kelebek'in kazananı Hadise!


Neden mi?
Çünkü çok iyi bir sahne performansı, bir şov sergiledi. Cidden üzerinde uğraşmış, koreografisiyle, dansçılarıyla bu tarz ödül törenlerine yakışan bir performans sergiledi. Tabii diyebilirsiniz işte şuna özenmiş, şurası şöyleydi, yok şu hareket olmamış vs ama genel resme bakarsak ve bu tarz şovların Türkiye'de neredeyse hiç olmadığını düşünürsek oldukça önemli ve başarılı. Çünkü Türkiye'de bu tarz "performans icra etmeler" klasiktir: Şarkıcı çıkar, elinde mikrofonu şarkısını playback yapar; arada öne gelir, sağa gider, sola gider, el çırpar, eğer şarkıda göbek havasına yakın bir şey varsa biraz kıvırtır ve teşekkür edip iner.
Bence bu kadar yıllık Türk TVleri ve ödül törenleri artık daha iyi performanslar görmeyi hak ediyor.


Ayrıca Atiye'nin performansını da yabana atmamak lazım, her ne kadar klipteki koreografinin çok çok benzerini yinelemiş olsa da.

12 Haziran 2011 Pazar

Görmediğimiz Türkiye'yi görmediyseniz

Geçen ay yazdığım National Geographic'in sergisini kaçırdıysanız üzülmeyin, BuBöyleymiş sizin için burada :)
Ben de son gününde yakalayabildim ama kesinlikle buna değermiş. Türkiye'nin yıllar içinde nasıl değiştiğini, daha önce de dediğim gibi genç Cumhuriyet'in yavru adımlarını atarkenki dönemleri ve bunların "Batılılar"ın gözünden nasıl gözüktüğünü görmek açısından güzel bir sergi olmuş.
Buyrun en beğendiğim birkaç fotoğraf sergiden:

Gülek geçidi inşa edilmeden önce... Bu nokta en rahat yeriymiş bu arada nota göre

Bambaşka bir ülke sanki... Soldaki fotoğrafın altındaki not: "Türkiye'de, dünyadakinin aksine kadınlar daha ön planda"





ne kadar çağdaş bir görüntü, şu anda ada vapurunda aynı tabloyu görmek imkansız