21 Haziran 2012 Perşembe

Ezgi Mola'dan şaşırtmaya devam


Nil Karaibrahimgil'in Elle çekimindeki fotolarını yayınlamışken Ezgi Mola'nın Blank Mag için olan bu fotolarını yayınlamamak olmaz. Ezgi Mola bu fotoğraflarda muhteşem çıkmış! Çekim süper olmuş; stylist de fotoğrafçı da makyöz de çok başarılı!




5 Haziran 2012 Salı

Sevimli Ortaçağ kasabası St.Paul!



Saint-Paul-de-Vence, küçücük bir Ortaçağ kasabası. Gerçek anlamda küçücük! Toplam bi 30 hadi maksimum 60 dakikada tüm sokaklarını dolanabilirsiniz. Yollar daracık, araba falan geçmesinin imkanı yok. Yerler taşlarla kaplı, evlerin hepsi taş evler ve her köşede başka bir çiçek var, yaseminler, begonviller ve adını bilmediğim bir sürü çiçekler. Zaten insan yürürken her yerden buram buram çiçek kokusu geliyor. Ayrıca evlerin renkli renkli panjurlarıyla da aşırı renkli bir ortam oluşturuyor. Yani "Ortaçağ kasabası" deyince aklınıza kasvet geliyorsa unutun, burada kasvetin k'si yok. :) Sokaklar daracık daracık, köy bir tepenin üzerinde kurulu olduğundan yer yer taş merdivenler, yokuşlar da var yani fotoğraf manyakları için de tam çıldırmalık bir yer burası!


Ama her sokak bir süre sonra birbirini andırıyor fakat buranın bir hoşluğu da sokakların kıvrım kıvrım olması, yol bitiyor zannederken bir anda başka bir yol çıkıveriyor insanın karşısına. Oradan sağa, şuradan sola derken küçük köyü tamamlamış oluyorsunuz. :)

Bu arada köyün her yanı ama her yanı sanat galerileriyle dolu! Açıkçası hiç böyle bir şey beklemiyordum! Köyde hediyelik eşya dükkanı bile iki üç tane ama galeri gani gani, bu da ayrı ve sanatsal bir hava katıyor aslında. Herhalde bu yönüyle de ön plana çıkarmak istemişler.

sıra sıra galeriler köyü kaplamış

4 Haziran 2012 Pazartesi

Dünyanın parfüm başkentine hoşgeldiniz

Eğer Güney Fransa'ya kadar geldiyseniz ve Cannes'da da zaman geçirecekseniz o zaman Grasse'ı da rotanıza almanız şart!

Grasse neresi mi? Duymamış olabilirsiniz, çok şaşırtıcı değil. Ben de duymamıştım ama meğer baya önemli bir yeri varmış. Dünya parfüm üretiminin tam yüzde 60'ı burada gerçekleşiyormuş! Yani parfümün başkenti denebilir. Zaten maşallah Fransa'nın her köşesinden bir şeyler pörtlüyor, her yer bir şeyin kökeni ya da en çok bıdıldığı yer falan çıkabiliyor (konyak, şampanya, limuzin, krem şanti vs vs. liste uzun)

Güney Fransa'daki yani tüm şehirler ve kasabalar gibi burada da bir old town kısmı var; evler yine yöreye hakim İtalyan tarzına yakın, sarı kırmızı tonlarında pudra pudra takılıyorlar. Daracık sokaklar ve merdivenler burada da bol bol mevcut. Bu açıdan pek bir farkı yok Nice'ten, Cannes'dan veya Menton gibi daha küçükçelerden. Tabii Grasse'ın Cote d'Azur-Provence bölgesindeki Pronvence kısmında olması, yani deniz kenarında olmayıp içeri tarafta hatta dağlarda olması farklı bir hava veriyor.

Grasse'ta bir meydan

Zaten burada eski şehir kısmı önemli olan nokta değil (her şehre aynı şeyi diyor gibi oldum Cannes'da da festivale bakın şehri sallayın demiştim ama öyle değil, bekleyin :)) Burada önemli olan buranın parfüm özelliği. Bir sürü parfüm fabrikası ve de müzesi var ve burada bir parfüm müzesi turu yapıp, gündelik hayatımızın bir parçası, moda ve lüks ürünlerin bir kanadı olan parfümlerin nasıl yapıldığını yerinde görmek çok ilginç ve hoş.


Gelelim parfüm yapımının inceliklerine

Müze olarak International Parfum Müzesi de var, çeşitli firmaların kendi müzeleri de var. Benim önerim ise Fragonard Müzesi olacak. Bu kasabadan çıkma ünlü ressam Fragonard'dan adını alan bu parfüm markası/fabrikasının müzesi oldukça kapsamlı. En şaşırtıcı olan ise tamamen ücretsiz olması!

3 katlı müzede parfüm ve yapımıyla ilgili her şey var ve hatta her 20-25 dakikada bir yine ücretsiz rehberli turlar da yapılıyor. Burada da parfümün nasıl yapıldığını aşama aşama görüyoruz, öğreniyoruz. Buyrun gezdireyim ben de sizi fotoğraflarla :)

3 Haziran 2012 Pazar

Elle Mayıs ayı Nil Karaibrahimgil çekimleri

Şu Nil Karaibrahimgil'in mini klipleriyle ilgili yazımı yazarken Elle Mayıs ayı için yapılan çekimi keşfettim ve bayıldım, niye paylaşmayayım sizle de? :) Çekimler İtalya'da, Portofino'da yapılmış, fotoğrafları Tamer Yılmaz çekmiş. Fotoğraflara ba-yıl-dım! Portofino da muhteşem bir setting oluşturmuş. Sizce de süper değiller mi? Bu arada tabii Nil Karaibrahimgil'in güzelliği de fotoğrafları ayrıca güzel kılmış :)

favorim!

baya iyi




1 Haziran 2012 Cuma

Nil Karaibrahimgil = Yaratıcılık

Bana göre Türk popunda hatta müzik piyasasında Nil Karaibrahimgil en yaratıcı isim olabilir. Sever misiniz sevmez misiniz bilmem ama zaten şarkıları, gazetedeki köşesindeki yaratıcı dünyasıyla hemen belli oluyor ama bana göre en çarpıcı olan ufak da olsa illa her projesine yaptığı yaratıcı dokunuşlar. Daima yaratıcı bir fikirler mevcut Nil Karaibrahimgil'in işlerinde.

Mesela geçen yaz çıkardığı single'da şarkısına yaptığı 4 farklı versiyonu sade, az şekerli, orta, çok şekerli gibi adlandırıp kafasına da kahve fincanı taktığı albüm kapağıyla bile yaratıcı bi iş koymuştu ortaya. Her işini büyük çaplı da küçük çaplı da olsa bi proje kılıfına sokuveriyor. İlk çıktığı zaman "Nil Dünyası" albümündeki dergi konsepti, ikinci albümü "Nil FM"deki radyo konsepti yapması ve her şarkıyı farklı bir müzik tarzına bürümesi; arabesk, jazz vs çok kreatif bi zekayı gösteriyor bence. Ayrıca pazarlama kafasını! :)

Yeni çıkardığı albümde de boş durmamış tabii ki de. Pazartesi Hürriyet'teki köşesinde yazdığı yazıda yeni projesini duyurdu; albümündeki sekiz şarkısına da mini klipler yapıp her gün birini hayranlarına sunmak!

Önce çok kararsız kalmış çıkış şarkısı için, içine hiçbiri tam sinmemiş. Sonra her bir şarkıdan 1 dk. alıp karma bir klip yapmak istemiş, megamix gibi ama "çok rahatsız edici, doyumsuz ve aptala çeviren bir iş"in ortaya çıktığını düşünüp ondan da vazgeçmiş. Vee her birini ayrı ayrı kliplemeye karar vermiş. Şarkılarından birer dakikalık kesitler yolladığı kişiler yaratıcı mini klipler yaratmışlar, Nil Karaibrahimgil de her gün bunları twitter sayfasından paylaşıyor. İlginç bir fikir olmuş açıkçası :)