14 Şubat 2011 Pazartesi

Gaga'dan yine şaşırtan "kıyafet" ama bu kez BİRAZ farklı

Grammy 2011 kırmızı halı töreni devam ededursun şu anda herkes Lady Gaga'nın az önce törene geldiği hali konuşuyor! "Bu sefer de ne giymiş, eeh farklı olmak için kasıyor hep" gibi düşünüyor olabilirsiniz, hatta çoğu giydiği hala farklı gelse de artık beni şaşırtmıyor (tamam, etten elbisede şaşırdım) FAKAT bu gece yine "geceye damgasını vurdu". Lady Gaga bu sefer hiçbir şey giymedi desem? Ya da giydi ama bilmiyoruz desem? Çünkü bu gece Lady Gaga kölelerin taşıdığı dev bir koza içerisinde geldi!
Dev kozayı veya yumurtayı da Hüseyin Çağlayan (veya yurtdışındaki bilinen adıyla Hussein Chalayan) tasarlamış. Anlaşılan yeni albümü "Born This Way"in adına yaraşır, yaratıcı bir şekilde giriş yapmak istedi törene Lady'miz ve bence oldukça başarılı, ne dersiniz? Yine herkesi konuşturmayacak mı, evet hem de yine gayet yaratıcı bir şekilde! Bu yüzden çılgınlık mı marketing mi diye tartışmaya gerek bile yok; mission accomplished, Lady Gaga'ya kudos!


Bu arada sunucunun, "It is very hard to get a red carpet interview if the person is in an egg." yorumu beni bitirdi! :D (Tr.: "Eğer biri bi yumurtanın içindeyse kırmızı halı röportajı yapmak oldukça zor olacak.")

11 Şubat 2011 Cuma

Pepsi kutuları zayıflıyor

Pepsi bu ay sonuna doğru yeni diyet kola kutularını çıkaracağını açıkladı ve yeni kutular eski klasik kutuların aksine ince ve uzun (Red Bull'un teneke kutuları gibi). Bence oldukça yerinde ve güzel bir karar olmuş, insanda kutunun skinny'liği psikolojik olarak bir zayıflama etkisi yaratıyor bence ve aynı zamanda da oldukça fashionable olmuş. Açıkçası beni bundan böyle Pepsi tüketmem için olumlu bir insentif olmuş Pepsi'nin bu yeni ambalaj tasarımı :)

9 Şubat 2011 Çarşamba

Pera Müzesi'ne 20 Mart'a kadar kesin uğrayın!

Neden mi? Çünkü Frida Kahlo & Diego Rivera ile Çarlık Rusyası'ndan Sahneler sergileri 20 Mart'a devam edecek de ondan! Bugün Pera Müzesi'nde ikisini de gezdim ve bayıldım. Aslında Çarlık Rusya sergisine daha çok bayıldım (yanımdaki arkadaşlarım da) çünkü Frida sergisinde çok az parça vardı, çok minik çaplı bir koleksiyondu. Çarlık Rusya sergisinde ise beni çarpan şey öncelikle Rus ressamlara dair ne kadar az bilgim olduğu oldu. Mesela Batı Avrupalı birçok ressamı sayabilirim, hatta birçok başeserleri gözümün önünde canlanır ama Rus ressam deyince ı-ıh, tık yok! Rus edebiyatı hakkında bilgiliyken, Turgenyev, Dostoyevski diye sıralarken Rus ressamlar konusunda sıfırdım. Ve resimlerin konuları, detaylar, detayların resmedilişi hayran bıraktı. Gidip kesin görün, detayları inceleyin ve baktıkça şaşıracaksınız, emin olun. :) Bu arada sergiyi gezmeden önce Çarlık Rusya sergisinin ilk katındaki timeline'ı bir inceleyin, o dönemki olaylar ve politik atmosferi göz önünde bulundurunca daha bir anlam kazanıyor resimler.

Ilya Repin

en beğendiğim birkaçını paylaşayım dedim ama gitmiş gibi oldunuz:P


özellikle bu resimde ayrıntılar müthiş

Ilya Repin

Ivan Şişkin'in doğa tablolarına hayran kaldık

Realist Rus ressamlardan sonra sürrealist Frida Kahlo elbette farklı geliyor ama Frida'nın çizgileri zaten çok güzel olduğu bir gerçek, o açıdan herhangi bir şaşkınlığım olmadı ama belirttiğim gibi sergide çok az parça olması beni biraz hayalkırıklığına uğrattı ama kesinlikle kötü değil, gidip görülmeli o da.

Frida Kahlo birçok otoportresini çizmiş




Bu da Diego Rivera'dan
Ayrıca daha önce Pera Müzesi'ne gitmemişseniz de İstanbul tabloları koleksiyonunu da görmeden dönmeyin, benim üçüncü gidişim de ama yine hayranlıkla baktım. :)

Doğan Apartmanı'na komşu: Galata Brasserie

Pera Müzesi'nde Frida sergisine giderken biraz detour yapıp Galata'da dolaştık ve dolaşırken Doğan Apartmanı'nın yanındaki binanın (otel olmuş orası da) altında Galata Brasserie adında bir yer gördük ve aslında bizi pencerelerinde duran cupcake'lerle çarptı, sergi sonrası dönüp burada kahve & cupcake keyfi yapmaya karar verdik.

Vitrinden bizi cezbeden çeşit çeşit, renk renk cupcake'ler :)
Fakat meğer cupcake'leri özel sipariş üzerine yapıyorlarmış, bu büyük bir hayalkırıklığı yarattı ama yine de oturduk, arkadaşlarım yemek yedi. İçerisi gayet loş ışıklı, bir köşesi kütüphane şeklinde kitaplara ayrılmış, sofistike bir havanın hüküm sürdüğü bir cafe. Sevimli demek isterdim ama o loşlukta pek sevimlilik yoktu :)

Yemeklere gelince; arkadaşlarımdan biri tavuklu dürüm aldı ki lezzeti olsun, sunumu olsun gayet güzeldi, özellikle sosu mükemmeldi! Diğer arkadaşım da kabaca etli salata olarak adlandıracağım salatayı sipariş etti ama üzerine jülyen doğranmış ızgara et parçalarının dizildiği sıradan bir salataydı, benim evde yaptıklarımdan pek farkı yok! Tek özelliği olarak kayık tabakta gelmesini sayabiliriz. Fiyatlar da çok pahalı değil, Midpoint-Kitchenette fiyatlarının biraz altında diyerek açıklık getirebilirim belki. O civarlara giderseniz tavuklu dürüm için kesin Galata Brasserie'ye uğrayın. ;)

tavuklu dürüm
etli salata (bu sefer foto çektim ama yine de tereddüt ediyorum çekerken :)) (bkz. cookshop yazısı)

8 Şubat 2011 Salı

İstinyePark'a Aşk Postanesi açıldı

İstinyePark'a -elbette Sevgililer Günü'ne özel- Aşk Postanesi açıldı; sevdiklerinize kartpostal, telgraf gönderebiliyorsunuz. Çok fazla söylenebilecek bir şey yok, merak ettiyseniz gidip görün :)


Punk Rock'a ek gösteri kondu!

DOT'un Punk Rock oyununa malum çok yoğun talep vardı hatta ben başka bir arkadaş grubumla ikinci kere gitmek istemiştim ama bir türlü bilet bulamamıştık istediğimiz tarihlere. Eğer kaçırmış olan ve hiç izlememiş olan varsa bu kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim oyunu kaçırmayın, ek gösterilerinin konduğu açıklandı geçen gün. Hatta şimdiden 10, 11, 13 Şubat'a yer kalmadığını açıkladılar. Ek gösteri tarihleri:
18 Şubat Cuma 21.00 
20 Şubat Pazar 17.00 

Elinizi çabuk tutun gerçekten biletler hızla tükeniyor ve bu sadece Punk Rock için değil tüm DOT oyunları için geçerli olabilir. Zira Festen / Kutlama için geçen hafta bilet almaya gittiğimizde Şubat boyu hiç bilet kalmadığını öğrendik ve ta 5 Mart'a alabildik, ki neredeyse her gün oynadığını düşünecek olursak müthiş bir şey bu! Kısacası elinizi çabuk tutun derim ben, gözünüzü iyice korkuttuğumu düşünüyorum :)

5 Şubat 2011 Cumartesi

Prada 2011 güneşgözlükleri: Hayli sıradışı

Prada'nın SS 2011 güneşgözlükleri açıklanmış, hayli sıradışı ve ilginçler. Bana eski yabancı filmlerdeki savaş pilotlarının gözlüklerinin çok renkli ve modernize edilmiş halini anımsattı açıkçası. Ama yaratıcılık güzeldir ve bunlar da oldukça yaratıcı, farklı ve renkli! Buyrun fotoğraflar:




Ötekilerin sadeliği çarpıcı olsa da en iyisi bence bu.

 Sizin de yorumlarınızı merak ediyoruum :)

4 Şubat 2011 Cuma

Macaron çılgınlığı ne zaman duracak??

Sağım, solum, önüm, arkam macaron! Hah! Kesinlikle hem de!
Twitterda "macaron aşkı <33", ""ladurée harçlığımı emdi ama olsun <3" gibisinden onlarca "macaron foreveerr" konulu tweetler, facebook'ta Bebek Ladurée'ye gidip orada fotoğraflar çektirmeceler falan gırla! Sadece benim arkadaş çevremde mi vuku buluyor bu çaldırma duruma diye arada şüphe etmiyor değilim (ki ilk açıldığında evet ben de bundan çok uzak değildim ama Ladurée ilk açıldığında) ama yok yok gerçekten hafif bir abartma durumu söz konusu. Zaten bu durumun farkına meşhur yerli pastanelerimiz de Aralık'ta vardı ve macaronlarını daha bir önplana çıkarmaya başladılar ve onlar da bu furyadan nasiplendiler, satışları artmış hepsinin (Beyaz Fırın, Divan, Pelit, Baylan vs.). İşin ilginç noktası da zaten bu saydığım yerlerde yıllardır macaron satışı yapılması ama Ladurée'nin gelişiyle bir anda değere bindi. Hatta son nokta olarak biliyorsunuzdur, Carte D'or da evde macaron yapmak için malzeme(?) çıkardı piyasaya ama şimdilik sadece çikolatalı macaron yapabiliyorsunuz. Acaba bu popülerliği fark edip Pierre Herme de İstanbul'a şube açar mı diye de merak etmiyor değilim.
Ben artık halkımız bundan da sıkılıp yavaştan bu furya söner diye düşünüp, bitiyor gibi sezedurayım, Ladurée'nin ilgi ve satış karşısında çok memnun olduklarını hatta Nişantaşı'nda ve Bağdat Caddesi'nde de yer aradıklarını okumamla pek emin olamadım (hatta Bağdat Caddesi'nde Vakko'nun köşkünün bahçesinde bir satış noktası düşünülüyormuşş). Herkese bol macaron'lu günler ama aman kalorilere dikkat, yaz yaklaşıyor ;)