Arter'ın rehberciği, Piccinini'nin "Beni Bağrına Bas" sergisini şöyle anlatıyor:
"Patricia Piccinini “Beni Bağrına Bas”ta izleyiciyi sıradışı ailesiyle tanıştırırken insanın doğayla ve diğer canlılarla ilişkisini gündeme getiriyor. Sanatçı, tamamen kendi tasarımı olan, dolayısıyla görmeye alışık olmadığımız bu yaratıkları gerçekleştirirken, silikon, fiberglas, poliüretan, deri ve insan saçı gibi, onlara gerçekçi nitelikler kazandıracak malzemeler kullanıyor. Bu figürler ilk bakışta doğa dışı, anormal, hatta ucube gibi görünseler de, sakin, çocuksu, dost canlısı, hatta koruyucu halleriyle izleyiciyi çelişkiye düşürüyorlar. Piccinini’nin işleri, gücünü tam da bu çelişkili duyguların yarattığı gerilimden alıyor. Bu sıradışı, tuhaf yaratıklar, kısa süren bir ilk tereddütten sonra, izleyicide kaçınılmaz bir yakınlık, şefkat, hatta koruma arzusu uyandırıyorlar. Piccinini bu şaşırtıcı deneyim aracılığıyla bizi doğa/kültür, güzellik/çirkinlik gibi ikilikleri yeniden gözden geçirmeye davet ediyor. Kimi işlerinde soyu tükenmekte olan hayvan türlerini de yapıtının içine alan sanatçı, günümüz dünyasının teknoloji, tüketimcilik ve insanın doğadan kopuşu gibi tartışmalarını, ustalıkla tasarlanmış özgün bir deneyim yoluyla ele alıyor.
Ve bence bu mesajını da eserleriyle verebiliyor. Yaptığı eserler çarpıcı, şaşırtıc ve merak ettirici! İnsan, "bu ne?" diye sorguluyor. Neyse ki girişteki minik rehber kitapçık bu soruların yanıtını veriyor.
Üzerinde düşünülmüş ve uğraşılmış işlerin bulunduğu bir sergi olmuş, size birkaç foto paylaşacağım. Bu arada eserlerde silikon kullanılmış, oldukça gerçekçi duruyorlar.
|
favorilerimden |
|
Bu çok hoşuma gitti. |
|
Bunu bir an gerçek bir kadın zannettim, o kadar gerçekçi |
|
detay: kadının eli |
|
Bu hayvan gerçekmiş: Kıllı burunlu kuzey vombatı (avustralya'da yaşıyormuş) |
|
Vombat arkadan, o bölmeler keseleri, içinde yavruları var. |
En son fotodaki eserin açıklamasıyla postu sonlandırıyorum: Bunun adı Balasana. Sanskritçe'de "Balasana" çocuk duruşu anlamına geliyormuş. Yaratık ve çocuk, "balasana" duruşundalar. Piccinini şöyle açıklamış bu eserini:"Benim için bu işin rüyaya benzer niteliği, insanla hayvanın gerçeküstü yanyanalığının ötesine geçerek, insanların çevrelerindeki doğal hayatla uyum içinde beraber yaşadıkları bir dünya öneriyor. Bunun rüya olduğunu ve olasılıkla da rüya olarak kalacağını biliyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder