Yeme-İçme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yeme-İçme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2013 Perşembe

GQ Bar'ı deneyelim bakalım!


Eğer benim yazımda veya gazetelerde okumadıysanız bile eğer yolunuz Nispetiye Caddesi'nden geçmişse kesin görmüşsünüzdür; aylardır Etiler'deki Fridays'in yerinde devam eden hummalı çalışma yerini geçtiğimiz ay GQ Bar'a bıraktı. Ben de o zamandan beri gidip bir görmek istiyordum, bi arkadaşımın doğumgünü kutlaması sayesinde deneyimlemiş oldum.

Öncelikle insanın ilk dikkatini çeken içerisinin dekorasyonunun başarısı! Kesinlikle oluşturulmak istenen elegant ambiyans başarıyla oluşturulmuş. İnsan içeriye girince kesinlikle etkileniyor. Dekorasyondan, menüye, çalışanların ilgisin ve yemeklerin lezzetine kadar her şey kusursuz. Doğuş Grubu'nun 5 milyon dolarlık yatırımı boşa gitmemiş.

11 Mart 2013 Pazartesi

Türkiye'ye uluslararası zincir yağmuruna devam!

Bir önceki "Türkiye'ye uluslararası zincir yağmuru" yazım meğer eksik kalmış, daha neler neler geliyormuş Türkiye'ye! Ama sorun bende değil, sürekli yeni yeni zincirlerin girmesinden dolayı :) Hangi listeyi yaparsanız yapın bir süre sonra outdated olmak zorunda gibi bir şey.

Bakalım bakalım neler geliyormuş:

la petite maison istanbul

Onur Baştürk'ün bu hafta yazdığına göre Doğuş Grubu; Nice, Cannes, Londra, New York, Dubai gibi şehirlerde şubesi bulunan Fransız restoran zinciri La Petite Maison'u getiriyormuş. Açılacak zincirler arasında en upscale olan bu gibi duruyor, İstanbul'da nereye açılacağı ise henüz belirsiz anlaşılan.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Bağdat Caddesi'nde beliren Hello Kitty üssü

Bağdat Caddesi'nden geçerken bir dahaki sefere Suadiye civarında gözünüzü dört açın, gerçi dört açmaya gerek de olmayabilir çünkü bu pembelik merkezini fark etmemeniz imkansız: Hello Kitty World!

hello kitty bağdat caddesi, hello kitty suadiye

Eskiden Suadiye Burberry'nin tam karşısında yıllar boyu bulunan Salloon geçtiğimiz aylarda kapanmıştı ve öylece duruyordu, bir anda yerine sessiz sedasız Hello Kitty'nin kafesi açılmış durumda. Henüz gazetelerde görmedim ama kulaktan kulağa şeklinde yayılmaya başlamış bile.

Bir kafe düşünün ki tamamı pespembe ve malum kedicik Hello Kitty'nin resimleri her yerde! Sandalyelerin kılıfları, verilen şallar, masadaki çiçekler, bardaklar hatta şeker paketleri bile pembe! Tam bir "Hello Kitty World" olmuş anlayacağınız!

13 Şubat 2013 Çarşamba

Karaköy'ün değişimi New York Times'da!

Karaköy'ün değiştiğini; cool kafelerin, sanat galerilerinin, hip barların açıldığını artık duymayan kalmamıştır diyordum kiii cidden kalmamış, bakınız New York Times'da bile çıktı!

karaköy, new york times, karabatak, bej kahve, karaköy lokantası, ops cafe, unter, frenk, nano, tamirci karaköy

Dünyanın en saygın ve önemli gazetelerinden New York Times'ın travel bölümünde İstanbul'da Karaköy'ün değişimine yer vermişler; "From docklands to hipsterville" diye. Cidden de tam bir liman bölgesiydi Karaköy; balıkçılar, motor-iskeleleri, tornacılar, tamirciler, hırdavatçılar, kalabalık, kalabalık, kaos, karmaşa ve yine kalabalık.

Ha yine hala o kalabalık kaos yıkık döküklük ortadan kaybolmuş değil tabii ki. Ve kolay kolay da değişemez. Ama işte son iki yılda oradan buradan, ara sokaklarda tek tük çıkıveren kafe-galeri-bar-hip oteller ile bir değişim olmaya başladı, bir kıpırdanma başladı. Özellikle bu yıl artık en alakasız insanlar bile duyup gitmeye başladı, önümüzdeki yıllarda iyice bir gelişim olacağını düşünüyorum.

10 Şubat 2013 Pazar

Türkiye'ye uluslararası zincir yağmuru!

Son yıllarda Türkiye'ye girmeyen zincir kalmadı diyebiliriz; artık büyük-küçük tüm uluslararası zincirler Türkiye'ye konuşlanıyor gibi bir şey. Mesela Avrupa'da her yerde bulamayacağımız ABD'li Pinkberry, Bath and Body Works gibi zincirlerden, daha lokal takılan Giolitti gibi zincirleri bile bulabiliyoruz. Hatta Yummy Cupcakes gibi ilk kez yabancı bir ülkedeki şubesini Türkiye'yle başlatanlar bile var!

Her geçen gün yeni bir yerin haberi gelirken; bu hafta da Tünel'e açılacak Amerikalı burgerci Shake Shack ve meşhur Jamie Oliver'ın Jamie's Kitchen'ın Zorlu Center'a açılacağının haberleri geldi.

Bakalım yakın zamanlarda yeni ziyaretçilerimiz kimler? BuBöyleymiş sizin için detaylı şekilde inceledi :)

22 Ocak 2013 Salı

Nispetiye hızla "Yeme-İçme Caddesi"ne dönüşürken

Son bir yıl içinde birkaç kez Nispetiye Caddesi'nden geçtiyseniz eğer, kesin anlamışsınızdır bi şeyler olduğunu. Resmen koca cadde dev bir açık hava food court'una dönüştü ve dönüşüyor!

P.F. Chang's Etiler, PF Changs, Etiler, Nispetiye CaddesiHer şey birkaç yıl önce Paul'ün kapanıp sessiz sedasız Ankaralı Big Chefs'e yerini bırakmasıyla oldu. Big Chef's sanki suya atılan ilk taş falan gibiydi. Sonradan bu Cadde'de bir yeme-içme sektörü devrimi yaşandış. Şu anda da o devrimin zirve anı yaşanıyor :D

Mevcut Starbucks, Casita, Big Chefs'e, geçen yıl açılan Sarıhan Gusto, ChinaStix, Kitchenette, Günaydın Steakhouse eklendi. Bu yazdan itibaren de sırasıyla: Nusret Steakhouse, Kahve Diyarı, Cafe Cadde, GQ Bar, P.F. Chang's, Midpoint, Saray Muhallebicisi açıldı/açılıyor. Birkaç ay içinde 7 mekan az buz şey değil!

19 Ocak 2013 Cumartesi

Kitchenette'e özel Pepsi tasarımı!

Doors Grubu geçtiğimiz aylarda, Kitchenette’lerde ve diğer tüm Istanbul Doors Group işletmelerinde servis edilecek Pepsi şişelerinin dış yüzeyi için tasarım yarışması açmıştı. Açıkçası sonuçları oldukça merak ediyordum ve de ilk üç sonuca bakacak olursak oldukça yaratıcı geçmiş.

Ben şahsen üçünü de çok beğendim, belki ikinci olan tasarım daha uygun olurdu ama birinci olan tasarım da hoş ve de markanın kendisine odaklanmaktan ziyade özgün ve eğlenceli bir tasarım çıkmış ortaya.
Karşınızda Kitchenartist Tasarım Yarışması'nın ilk üçü:

1. Yiğit Karagöz tasarımı

2. Tevfik İnanç İlisulu

20 Aralık 2012 Perşembe

Karaköy kafe-bar evreninde son durum nedir?

Karaköy malumunuz şehrin yeni cool ve "in" yeri (in lafını kullanan kalmadıysa da an itibariyle kullanıldı!) Art arda bir sürü kafe-restoran açıldı ve açılmaya da devam ediyor. Ben de sizin için süper bir hizmet sunarak tek tek teftiş ettim hepsini (hepsi olamasa da), buyrun yorumlar:

Bej
Önceliklee semtin ilklerinden Bej bence semtin de en iyilerinden. Karaköy Lokantası'nı bir kenara koyarsak, hafif şık hafif spontan yemekler ve kahve içmeceler ve hatta akşamüstü drink'leri için the place diyorum. Hem ortamı çok hoş, hem de yemekleri de lezzetli (ve fiyatları da makul). Şöyle arkadaşlarınızla bir akşam yemeği veya iş çıkışı bi şeyler içmece için güzel bir sosyalleşme mekanı. Hatta gündüz oralara yolunuz düşerse bir kahve ile içerideki dergileri karıştırmak da oldukça keyifli olacaktır. :)  (Çıkmadan içindeki Kağıthane'nin ürünlerine göz atmayı da unutmayın ;))

Tabii Bej de iyi ama kahve için eğer biraz daha rahat, kendi halinizde takılacağınız (arkadaşlara da okey tabii) bi yer arıyorsanız adresiniz hemen arka sokaktaki Karabatak olmalı. Öncelikle içerisinin ünik tasarımı çok güzel; ayrıca isterseniz dışarıda da sakin sokağında oturup muhabbet edebilirsiniz, keyifli. Menü ise zengin ötesi! Julius Meinl kahvelerinin kullanıldığı bu kafede kahveye dair her şey var. Artııı pancake gibi müthiş lezzetleri içeren sevimli mi sevimli bir yemek menüsü de var! (menü diil de içindekiler sevimli :D)

19 Şubat 2012 Pazar

Sevimli alışveriş merkezi: Kozzy


Ben alışveriş merkezlerinden pek hazzetmem. Kalabalık, kalabalıktan oluşan gürültü ve uğultu, yapay ışıklar vs beni rahatsız eder. Ben cadde alışverişi kültürünü severim ve onu ararım.

Bağdat Caddesi, Nişantaşı, İstiklal Caddesi/Beyoğlu gibi yerler dışında bir yeri sevemiyorum, yemek olarak da Bebek, Etiler, Moda gibi yine açık alanları sayabilirim. Hem İstanbul'un bu güzel semtleri, mahalleleri varken, oralarda vakit geçirebilecekken -hava nasıl olursa olsun- niye bir alışveriş merkezine tıkılayım ki diye düşünürüm. Bu konuda da tek istisnam açık hava olduğundan ve de çok hoşuma giden Kanyon. (Tabii şehir merkezine uzak oturanların avm tercih etmesi gayet mantıklı ve anlayabiliyorum, o ayrı bir durum)

Neyse, yani benim pek bir AVM severliğim yoktur. Amaaa bugün tiyatro için gittiğim Kozzy AVM'yi oldukça sevdim. Öncelikle Kadıköy Belediyesi'ni böyle bir yer yaptığı ve Kadıköylülerin hizmetine sunduğu için tebrik ediyorum! Muhteşem olmuş.

11 Şubat 2012 Cumartesi

Zamane Kahvesi'ne bi uğrayın

Bugün arkadaşlarımla bir değişiklik yapıp Bağdat Caddesi'ndeki Zamane Kahvesi'ne gittik ve bayaa memnun kaldık! Aslında daha önce Zamane Kahvesi'ne Nişantaşı'nda 2 kez gitmiştim ama nedense bu sefer bi farklı geldi, daha dikkatimi çekti.

zamane kahvesi, zamane kahvesi kahvaltı, zamane kahvesi bağdat caddesi, zamane kahvesi suadiye, zamane kahvesi nişantaşı, zamane kahvesi gün tabağı, zamane kahvesi menü, zamane kahvesi fiyatlar
Öncelikle menüyü değiştirmişler, çok dinamik ve sevimli bir menü olmuş. İnsan yemeklerin ve tatlıların fotoğraflarını gördükçe karnı acıkıyor. Hatta yemek seçeneklerine "Gün Tabağı" diye bir karışık tabak da eklemişler içinde yaprak sarmadan, mercimek köftesine, kısıra kadar birçok "gün yemeği" mevcut, süper duruyor :) Biz kahve & tatlı için gittik ama yemek için tekrar gitmek şart oldu!

İçecek menüsü de çok zengin, bir sürü içecek karışımları, çay karışımları yapmışlar ve her birine canı çekiyor insanın. Hatta Osmanlı şerbetleri bile var menüde! Tatlı menüsü de yine oldukça zengin ve insan hangisini yiyeceğini şaşırıyor. Tek beğenmediğim nokta şubelerinin lacivert duvarları, insanın içini kapatıyor biraz. Keşke şöyle daha açık bir renk olsaymış, mekan ve konseptle de daha uyumlu olurmuş bence.

Fiyatlara gelecek olursak, salata ve ana yemek tarzı şeylerin fiyatları +/- 20 TL civarında ve Nişantaşı-Cadde fiyatlarına oranla makul olduğunu düşünüyorum, içecek fiyatları da oldukça değişken, merak edenler şuradan menüyü inceleyebilir.

Eğer farklı bir yer denemek, biraz bi şeyler atıştırmak istiyorsanız uğrayın bence Zamane Kahvesine, afiyet olsun ;)

17 Aralık 2011 Cumartesi

Yummy Cupcakes'e ziyaret

Yummy Cupcakes'in açıldığını yazmıştım malum daha önce, baya da bi tık aldı o yazı :) Bu hafta 2 kez deneme fırsatım da oldu :)

Dükkan böyle pespembe, oldukça sevimli ve küçük bir yer. Açık kısmında aslında baya bir alan var, daha çok masa konursa oturmak için de oldukça hoş olabilir.

Ama ben ve arkadaşım resmen içeri girince hayal kırıklığı yaşadık. Çünkü gitmeden önce ABD'deki şubelerden fotoğraflara baya bakmıştım ve burada da böyle müthiş süslü cupcakeler falan bekliyordum. Yani elbette kötü değillerdi, cupcakeler güzeldi ama çok büyük beklentiye az kaldı doğrusu. Şansa da gittiğimizde öğleden sonraydı ve oradaki bayanın dediğine göre çoğu tükenmişti. Günlük üretiliyormuş ve beklediklerinden çabuk tükenmiş (günlük üretilmesi hoş bir şey tabii)

Orada çok az çeşit görünce, oraya giderkenki heves yarım kaldı tabii.

8 Aralık 2011 Perşembe

Karaköy'den haberler


Nisan ayında Karaköy'ün dönüşümü ve hızla popülerleşeceğinden şu yazımda bahsetmiştim. Bu aralar tam gaz haberler geliyor oralardan şurası açılıyor burası açılacak diye. Valla ne diyeyim cidden bana 4-5 yıl önce lisedeyken biri deseydi ki bu köhne yerler aşırı in olacak, sanat dünyasından sosyeteden tipler yavaştan müdavim olacaklar, zeeerreee inanmazdım. Ama işte bakınız, oluyor. Sırada da Sirkeci varmışmış, valla şu an "nasıl yani" desem de inanıyorum olur.

4 Aralık 2011 Pazar

Cupcake çılgınlarına süper haber!

yummy cupcakes, cupcake, cupcake istanbul, yummy cupcake caddebostan, istanbul
ABD'deki ünlü cupcake'ci Yummy Cupcakes Türkiye'ye geldi! Hem de ABD hatta Los Angeles dışındaki ilk şubesi Bağdat Caddesi'ndekiymiş. Aylin Kosova Bilgin ve Gamze Tanrıvermiş adlı iki Türk girişimci bizzat sahibi Tiffini Soforenko ile konuşup franchise'ı açmak için anlaşmışlar. Tabii böyle tutmuş bir yerin yurtdışındaki ilk şubesini Türkiye'de açması biraz garip. Ama tutar da yani Türk insanı cidden yeni yabancı markalara açık.

Bir de şu son yıllarda deli gibi bir cupcake çılgınlığı var farkında mısınız? Özellikle 15-35 yaş gibi geniş bir aralıktaki kızların kadınların çoğunda bir cupcake hayranlığı var. Onların süslü, cicili bicili olanlarını twitter'larında, facebook'larında ve de özellikle tumblr'larında paylaşıyorlar. Hele tumblr online cupcake sitesi neredeyse(!) Cadde de iyi bir yer seçimi olmuş bunun için, o yüzden tutar mı tutar.

30 Ekim 2011 Pazar

Cadde'deki yenilikleer no.5

Yine bir Cadde'deki yenilikler postuyla karşınızdayım, hem de oldukça kısa bir süre sonra :)

  • Öncelikle frozen yogurt sevenlere müjde! Yoort kapandı amaa eski Mango'nun yerine Pinkberry Frozen Yogurt açılıyor. Kendileri 2005'te açılmış LA merkezli uluslararası bir firma, Ağustos ayı boyunca Kanyon'un önündeki pop-up bıdısında servis veriyorlardı, belki oradan hatırlarsınız.
  • Cafe Crown Caddebostan, Caribou Coffee olmak üzere kapanmış durumda. Bunu şu yazıda belirtmiştim zaten: Starbucks'a Rakip Mi Geliyor?
  • Suadiye'ye Gizia açılıyor, Remzi Kitabevi'nin karşısına.
  • Stefanel'in yanına "Bath and Body Works" açılıyor.
  • Goldaş kapanmış, yerine ne açılacak şu anda meçhul.
  • Erenköy'de kapanan Home Store, Caddebostan'da açılmış tekrardan ama cafesini bırakmış, sadece mağaza olarak. Ted Lapidus'un bir mağaza yanında.
  • Erenköy'deki Lastik Pabuç şubesi de kapanmış. Zaten oldukça yanlış bir yer seçimiydi. Çünkü bulundukları apartman her ne kadar Cadde üzerinde olsa da Cadde ile alakası az bi apartmandı çünkü fazla gerilek bir bina. Neyse, yeni şubelerini açmışlar ama, Cadde'yi Lastik Pabuç'suz bırakmamışlar yani; Caddebostan'daki Pelit'in hizasına açmışlar.
  • Baya oluyor ama Şaşkınbakkal'da Boyner'in girişinde solda Hot Spot adında büfe/cafe gibi bir yer açılmış. Aslında büfe gibi ama Cadde usulü bir büfe olmuş. Önüne de masa-sandalyeler atmışlar yani Cadde'nin en işlek yerinde oturup bir şeyler yiyip içip bir yandan da gelen geçeni izleyebilirsiniiz.
Bu arada fark ettiniz mi son birkaç yenilikler postumda hep ama hep Caddebostan'a bir şeyler açılıyor. Cadde Göztepe'ye doğru genişliyor yavaş yavaş.

Bebek Upper Crust'landı

Upper Crust Pizza'yı daha önce kaçınız duymuştu? 2009'da ilk şubesini Beşiktaş'ta açan bu pizzacı aslında ABD'den bize ithal. Boston kökenli bu pizzacı birkaç kez Boston'ın en iyi pizzacısı olarak ödül almış, yani mevzubahis pizzacımız ödüllü :)

Bebek şubesi
Beşiktaş'taki şubesi oldukça küçük ve çok saçma bi yerdeydi bence. İlk açıldığında merak etmiştim ama Beşiktaş öğrenci popülasyonu açısında yoğun bir yer olsa da, normalde insanların buluşmak için tercih ettiği bir yer değil yani; ben Cadde'ye, Nişantaşı'na nereden bileyim bi Bebek'e falan açılmasını beklerdim. Ancak Bahçeşehir Üni. öğrencileri için süper olmalı, direkt okullarının karşısında.

Fakat 2.5 yıl sonra da olsa mantıklı bir karar verip Bebek'e ikinci şubelerini açmışlar. Bu şekilde bilinirlikleri daha çok artacak diye düşünüyorum, zira şimdiden birkaç arkadaşım Upper Crust Pizza'yı Bebek şubesiyle keşfetmişler, twitter'daki yorumlarından fark ettim :)

Tavsiye isterseniz Rıfat'ın Acılı Pizzası olsun. Yeri de, House Cafe'nin yanında. Afiyet olsun :)

27 Ekim 2011 Perşembe

Starbucks'a rakip mi geliyor?

Ülker Grubu’nun sahip olduğu Cafe Crown’ın yüzde 50’si Kuveytli Al Sayer Grubu’na satılmış ve bir yıl içerisinde ise Cafe Crown mağazaları Caribou Coffee’ye dönüşecekmiş. Hatta sanırım ilk dönüşecek mağaza Caddebostan'daki Cafe Crown olabilir çünkü kapanmış ve Caribou Coffee ilanları asılmış bile.

Caribou Coffee neymiş diye araştırdım, meğer ABD'de Starbucks'tan sonra 2. kahve retailer'ı imiş. Yalnız bu nasıl oluyor anlamadım çünkü sadece 16 eyalette varmış. Bu arada bu eyaletler de ABD'nin ortasındaki eyaletler (bunlar için bi tanım vardı ama hatırlayamadım) yani öyle California'da, New York'da, Florida'da falan yok. Alabama, Indiana, Kansas, Nevada gibi gibi eyaletlerde varlar. Dünyada da Arap ülkeleri (Kuveyt, Bahreyn, Ürdün, Katar, Umman, Lübnan, BAE, Suudi Arabistan) ve Kore'de var. Bana hiç cool gelmedi açıkçası bu lokasyonlar sonucunda (sığ bi yorum ama öyle :D)


Sanırım geyikten dolayı, çok kanadyen bir hava verdi bana bu foto :)

Fakat internet sitesinden menüsüne baktım; içecek menüsü oldukça zengin duruyor, özellikle de çay latteler: Caribou Menü

Deneyip görmek lazım ama zaten Cafe Crown'a da gitmezdim, buranın da müdavimi olacağımı sanmıyorum. Acaba kaderi Barnie's ve Costa gibi Türkiye'den ayrılmak mı olacak, yoksa Gloria Jean's ve Caffe Nero gibi kalıcı mı olacak? Hep beraber göreceğizz.

22 Ekim 2011 Cumartesi

Gelsin Guinness'ler Gitsin Leffe'ler

Yihuuu diyelim bakalım! Yurtdışında severek içtiğimiz ama Türkiye'de olmayan ve hasret kaldığımız biralar birer birer Türkiye'ye geliyor! :)

Geçen haftalarda Tuborg'un İrlandalıların meşhur Guinness birasını getireceğini öğrendikten sonra baya sevinmiştim çünkü bira çok sevmeyen biri olmama rağmen Guinness'e bayılıyorum hatta, çok az da olsa, biraz andırıyor diye eğer bira içeceksem Efes Dark içiyorum.
En yakın zamanda Taksim'deki James Joyce Irish Pub'a gitmek gerekli oldu! :)


Şimdi de Tuborg, Leffe ve Hoegarden biralarını da getirteceğini açıklamış. Önce fıçı olarak gelip pub'lara dağıtılacakmış, daha sonra şişe olarak da satışa geleceklermiş. Bu biraları daha önce denemiş değilim ama çeşidin artması ve deneyebilmek için yurtdışına gitmeye gerek kalmaması güzel bir şey tabii :)


Ayrıca Schneider Weisse, Çeklerin Staropramen birası ve İngiliz ale’lerinin en ünlülerinden Marston’s Pedigree de Türkiye'ye gelmiş. Staropramen ve Marston's Pedigree'yi bilmem ama Schneider Weisse de iyi haber çünkü malum weissbier bulmak çok zor Türkiye'de :)

Şerefe!

7 Eylül 2011 Çarşamba

Maslak çalışanlarına güzel haber: Carlotta


Doors grubu yeni bir zincir yaratıyor sanırım: Carlotta! Fiyat olarak Kitchenette'ten daha ucuz ama kalite yine Doors grubu kalitesi. Daha çok iş dünyasına yönelik düşünmüşler herhalde o yüzden Maslak'ta açmışlar ilk şubeyi. Zaten şimdiden öğle aralarında iş adamları-kadınları içeriyi dolduruyor :)

Fiyatlar da cidden uygun:  Fırınlanmış brokoli 5.50/9.75 TL, Şangay salata 5.50/9.75 TL, Annemin buğday salatası 7.50/12 TL, Carlotta tavuk pita 12 TL, Sebze&humus dürüm 9 TL, Carlotta muffin 5,50 TL. 
Kahveler de İlly'denmiş! Yemeklerin çoğu çok lezzetli, şahsen buğday salatasını başarılı buldum, tavsiye ederim. Dekorasyon da rahat ve sevimli.

Buğday Salatası

Eğer Maslak'ta bir plazada çalışıyorsanız veya yolunuz Maslak'a düşerse kesin Carlotta'ya uğrayın. ;)


Kahveler illy'den

Çok ilginç reçeller var bu arada: Sakızlı elma, Bodrum mandalinası vs. gibi, satın alabiliyorsunuz.

Mekan self servis; istediğinizi söyleyip kasada ödeme yapıyorsunuz.

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Sizi acıktaracak bloglar!

Internette bir şekilde efsane güzel bloglarla karşılaşmayı çok seviyorum!
Bu bloglardan birini bir arkadaşımın paylaşımından gördüm ve sonra oradan oraya bir sürü yemek ama özellikle kahvaltı bloguyla karşı karşıya geldim.

Evet, kahvaltı blogunda blogger kişi her sabah veya birkaç sabahta bir, ne yediyse onu fotoğraflamış. Ama öyle güzel ki fotoğraflar! Bir yandan görselliğe, bir yandan da yemeklere hayran hayran bakıyorsunuz.

İşte Top 3 Yemek Blogum  (işin ilginci ikisi Kuzey Avrupa'dan, sanırım Kuzey Avrupalılar "kahvaltı blogu" alanını domine ediyor :P)

1. 365 Days of Breakfast 



Bu blogda blogun sahidi kadın her sabah ne yiyorsa onu çekiyor ve bence çok çok güzeller var aralarında. Sabah sabah nasıl bunları hazırlayıp üstüne de fotoğraflayacak enerjiyi buluyor bilemiyorum ama bazen çikolata+yumurta gibi garip kombinleri olsa da genel olarak çok başarılı ve fotolar da çok güzel. Kadının sürekli slushie hazırlaması ve böğürtlen yemesi kesin sizin de dikkatinizi çekecek.

Bu arada kendisi iş olarak düğün fotoğrafçılığı yapıyormuş, düğün fotoğrafları da çok güzel onlara da bir bakın. Ayrıca kendi öyküsünü de anlatmış, ilham verici bir öyküsü var, ona da bakın kesin ;)

 2. Tartelette




Bu blog kahvaltı değil de genel olarak yemek blogu, hem de sahibinin yemek kitabı da varmış. Fotoğraflar sadece yemekten oluşmuyor, hem de bu blogda yapım aşamalarını da koymuş kadın. Çok güzel fotoğraflar var yine ve insan bakarken acıkıyor, "ah şu turta olsa da yesem" diye kendi kendine düşünmeye başlıyorum bi süre sonra.

3. My Cooking Diary





Bu blog da yemek blogu. Daha farklı bir tasarımı var ama aynı zamanda blogun içinde gezinmeyi zorlaştırmış.
Birbirinden güzel tatlılar, salatalar, makarnalar vs. vs. yapıp fotoğraflamış. Cidden özendiriyor insanı böyle bir blog da açmaya.

Bonus: Posilek-Mistrzow




Bu blog da bonus olsun dedim :) Diğerlerine göre biraz daha amatör ve simple duruyor ama bu blogda da baya uğraşılmış ve aralarında çok çok güzeller de var. Bu da bir kahvaltı blogu ve bunda da bol bol böğürtlen ve türevlerini görebilmek mümkün. :) Ben şöyle bir çıkarımda bulundum: Eğer bir yemek blogunda böğürtlenvari meyveler yoğunluktaysa, o kişi Kuzey Avrupa'nın şirin bir ülkesindendir.

Bütün bunlara baktıktan sonra acıktığınızı varsayıyorum, o zaman rota ya mutfak ya pastane. Afiyet olsun hehe

19 Ağustos 2011 Cuma

Galata'daki kahveciniz: Cherrybean Coffees

Galata Kulesi'nden Bankalar Caddesi'ne doğru inen yokuşta, Konak Pastanesi'ne gelmeden hemmen sağda, minicik bir kahveci dikkatimizi çekti arkadaşlarımla.

Galata Kulesi'nden inerken hemen sağda

 Cherrybean Coffees adlı bu kahveciye daha önce hiç dikkat etmemiştim. Zaten henüz 2010'da açılmış, yeni sayılabilecek bir yer. Eğer lisede okurken açık olsaydı herhalde okul çıkışları soluğu burada alırdık. :)

İçerisi oldukça küçük; iki tane 4'lü masa, birkaç tane de küçük masa bulunuyor içeride. Zaten kendilerine de "butik kahveci" diyorlar. Yerler eski taş karolarla kaplı, ki büyük olasılıkla binanın orijinalinden kalmalar, içeride güzel, sakin bir müzik, okumak için bol bol dergi, oyun oynamak isteyenlere Scrabble ve Go bulunan, ve de en önemlisi içeride taze kahve kokusu eksik olmayan; huzur verici, sakin, sıcak ve samimi, sevimli bir küçük kahveci Cherrybean Coffees. Arkadaşlarım ve ben resmen huzur bulduk!


Geniş bir kahve menüleri var,  hemen hemen her tür kahveyi bulabilirsiniz. Ve de kahveleri kendileri kavuruyorlarmış. Türk kahvesi için bile Keyf ve Tiryaki olarak orta ve sert içimlik olarak iki seçenek sunmuşlar.
Kendi yapımları çikolataları da oluyormuş ama biz gittiğimizde yoktu çünkü yazın eridiğinden dolayı sanırım bulundurmuyorlarmış. Ama biz de taze ev kekinden yedik ve de muhteşemdi, kahvenin yanında süper gitti. (Canınızı çektirmek gibi olmasın :)) Fiyatlar da gayet uygun bu arada. Ve de birçok yerde "İstanbul'daki en iyi espresso" şeklinde yorumlar okuduğumu da belirteyim. ;)


Bence yolunuz Galata'ya düşerse buraya bir uğrayıp kahve molası verin ve yolunuza öyle devam edin, eğer böyle küçük ve sıcak yerleri seviyorsanız, inanın pişman olmayacaksınız.