Galata etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Galata etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2013 Pazar

Türkiye'ye uluslararası zincir yağmuru!

Son yıllarda Türkiye'ye girmeyen zincir kalmadı diyebiliriz; artık büyük-küçük tüm uluslararası zincirler Türkiye'ye konuşlanıyor gibi bir şey. Mesela Avrupa'da her yerde bulamayacağımız ABD'li Pinkberry, Bath and Body Works gibi zincirlerden, daha lokal takılan Giolitti gibi zincirleri bile bulabiliyoruz. Hatta Yummy Cupcakes gibi ilk kez yabancı bir ülkedeki şubesini Türkiye'yle başlatanlar bile var!

Her geçen gün yeni bir yerin haberi gelirken; bu hafta da Tünel'e açılacak Amerikalı burgerci Shake Shack ve meşhur Jamie Oliver'ın Jamie's Kitchen'ın Zorlu Center'a açılacağının haberleri geldi.

Bakalım yakın zamanlarda yeni ziyaretçilerimiz kimler? BuBöyleymiş sizin için detaylı şekilde inceledi :)

12 Şubat 2012 Pazar

Kağıttan her şey için Kağıthane!

Kağıthane öteki adıyla House of Paper, kırtasiye meraklıları ve ıvır zıvır gereksiz ilginç eşya severleri cezbedecek bir dükkan! Sitelerinde yaptığım bir tur beni kendinden geçirmeye yetti. O kadar güzel ve ilginç ürünler var ki! Özellikle Türk kültürüne ait motiflerin kullanıldığı ürünlere bayıldım. (Bana şu Rafineri'nin MediaCat için yaptığı tasarımları hatırlattı ilk başta)

Kağıttan yola çıkan ve tasarlanmış bir sürü kağıt ürünleri var. Bardak altlıkları, amerikan servisler, takvimler, defterler, t-shirtler, çantalar, takılar, ev-ofis aksesuarları vs vs. Ben de bana gelen ve çok sevdiğim şu hediye takvimle keşfettim burayı, en kısa zamanda kendim de bi teftişte bulunacağım. :)



Şimdilik 5 mağazaları varmış. Karaköy'de Fransız İş Geçidi'ndeki ana mağazaları (Bej Cafe'nin yanında) yanı sıra, Galata (Galip Dede Sok.), Nişantaşı (Ihlamur Yolu), Göktürk ve Tünel'de diğer şubeleri de. Bir göz atıp içeride çıldırmalık kategorisine sokuyorum ben burayı ;)

Buyrun benim sitelerindeki en beğendiğim ürünlerden çeşit çeşit:

öğretmenlerimizin "bakkal defteri gibi bu" derken ne kast ettikleri hehe

19 Ağustos 2011 Cuma

Galata'daki kahveciniz: Cherrybean Coffees

Galata Kulesi'nden Bankalar Caddesi'ne doğru inen yokuşta, Konak Pastanesi'ne gelmeden hemmen sağda, minicik bir kahveci dikkatimizi çekti arkadaşlarımla.

Galata Kulesi'nden inerken hemen sağda

 Cherrybean Coffees adlı bu kahveciye daha önce hiç dikkat etmemiştim. Zaten henüz 2010'da açılmış, yeni sayılabilecek bir yer. Eğer lisede okurken açık olsaydı herhalde okul çıkışları soluğu burada alırdık. :)

İçerisi oldukça küçük; iki tane 4'lü masa, birkaç tane de küçük masa bulunuyor içeride. Zaten kendilerine de "butik kahveci" diyorlar. Yerler eski taş karolarla kaplı, ki büyük olasılıkla binanın orijinalinden kalmalar, içeride güzel, sakin bir müzik, okumak için bol bol dergi, oyun oynamak isteyenlere Scrabble ve Go bulunan, ve de en önemlisi içeride taze kahve kokusu eksik olmayan; huzur verici, sakin, sıcak ve samimi, sevimli bir küçük kahveci Cherrybean Coffees. Arkadaşlarım ve ben resmen huzur bulduk!


Geniş bir kahve menüleri var,  hemen hemen her tür kahveyi bulabilirsiniz. Ve de kahveleri kendileri kavuruyorlarmış. Türk kahvesi için bile Keyf ve Tiryaki olarak orta ve sert içimlik olarak iki seçenek sunmuşlar.
Kendi yapımları çikolataları da oluyormuş ama biz gittiğimizde yoktu çünkü yazın eridiğinden dolayı sanırım bulundurmuyorlarmış. Ama biz de taze ev kekinden yedik ve de muhteşemdi, kahvenin yanında süper gitti. (Canınızı çektirmek gibi olmasın :)) Fiyatlar da gayet uygun bu arada. Ve de birçok yerde "İstanbul'daki en iyi espresso" şeklinde yorumlar okuduğumu da belirteyim. ;)


Bence yolunuz Galata'ya düşerse buraya bir uğrayıp kahve molası verin ve yolunuza öyle devam edin, eğer böyle küçük ve sıcak yerleri seviyorsanız, inanın pişman olmayacaksınız.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Doğan Apartmanı'na komşu: Galata Brasserie

Pera Müzesi'nde Frida sergisine giderken biraz detour yapıp Galata'da dolaştık ve dolaşırken Doğan Apartmanı'nın yanındaki binanın (otel olmuş orası da) altında Galata Brasserie adında bir yer gördük ve aslında bizi pencerelerinde duran cupcake'lerle çarptı, sergi sonrası dönüp burada kahve & cupcake keyfi yapmaya karar verdik.

Vitrinden bizi cezbeden çeşit çeşit, renk renk cupcake'ler :)
Fakat meğer cupcake'leri özel sipariş üzerine yapıyorlarmış, bu büyük bir hayalkırıklığı yarattı ama yine de oturduk, arkadaşlarım yemek yedi. İçerisi gayet loş ışıklı, bir köşesi kütüphane şeklinde kitaplara ayrılmış, sofistike bir havanın hüküm sürdüğü bir cafe. Sevimli demek isterdim ama o loşlukta pek sevimlilik yoktu :)

Yemeklere gelince; arkadaşlarımdan biri tavuklu dürüm aldı ki lezzeti olsun, sunumu olsun gayet güzeldi, özellikle sosu mükemmeldi! Diğer arkadaşım da kabaca etli salata olarak adlandıracağım salatayı sipariş etti ama üzerine jülyen doğranmış ızgara et parçalarının dizildiği sıradan bir salataydı, benim evde yaptıklarımdan pek farkı yok! Tek özelliği olarak kayık tabakta gelmesini sayabiliriz. Fiyatlar da çok pahalı değil, Midpoint-Kitchenette fiyatlarının biraz altında diyerek açıklık getirebilirim belki. O civarlara giderseniz tavuklu dürüm için kesin Galata Brasserie'ye uğrayın. ;)

tavuklu dürüm
etli salata (bu sefer foto çektim ama yine de tereddüt ediyorum çekerken :)) (bkz. cookshop yazısı)